Türkiye’de bir milyon dekar alanda yaklaşık 600 milyon dolarlık üzüm ihracatının yüzde 85’i Manisa’dan yapılıyor. Üzüm ihracatçıları ve üreticileri ürünlerin verimini, kalitesini arttırmak için kolları sıvadı.
Prof. Dr. Ahmet Altındişli moderatörlüğünde İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün Salihli’deki “Üretimden ihracata üzüm” panelinde kontrollü üretim ve tarım masadaydı.
İhracatçılar ve üreticiler önce ortak sorunlarını tespit etti, sonra çözüm geliştirerek yol haritası çizdi. Panelde hastalık ve zararlılar, biyoteknik ve biyolojik mücadele gibi konular ön plandaydı.
Türkiye kıyılarından 110 ülkeye
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, 2019’da Türk kuru meyve sektörünün 1,4 milyar doları aşan ihracat rakamına ulaştığını açıkladı.
“Bunun 1 milyar dolarlık büyük dilimi çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ihracatından elde edildi. Birliğimizin ise toplam Türkiye Kuru Meyve ihracatındaki payı yüzde 63 oranında yani 894 milyon dolar olarak gerçekleşti.Prestijli ürünlerimizden biri olan Türk çekirdeksiz kuru üzümü, 520 milyon dolar civarı ihracat payı ile yüzde 35’lik bir paya sahip. Yüzde 80-85’i Avrupa Birliği’ne olmak üzere toplamda 110 farklı ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.”
524 milyon dolar
Celep, 2019’da çekirdeksiz kuru üzüm ihracatında güzel bir seviye yakaladıklarını, ihraç fiyatını ortalama tonda 2 bin 150 dolar seviyesine ulaştırıp, 524 milyon dolar döviz girdisi sağladıklarını anlattı.
“Bu değer 2018’de tonda bin 760 Dolar, 2017’de ise bin 560 dolar seviyelerindeydi. Ortalama ihraç fiyatımızdaki yüzde 22’lik artış, hem bölgemiz hem de ülkemiz açısından çok önemli bir başarı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin destekleriyle, TMO başarılı bir uygulamaya imza atarak sektörümüzün en önemli ihraç ürünlerinden biri olan çekirdeksiz kuru üzümün hak ettiği değere ulaşmasına imkan sağladı.”
TMO kazandırdı
Birol Celep bu başarıdaki en büyük etkenin Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) sezon başında “Kuru üzüm fiyatını 10 TL’nin altına düşürmeyeceğiz” açıklaması olduğunu hatırlattı.
“Bu müdahale Türk üzümünün düşük fiyata satılmasına ve ekonomimizin güç kaybına uğramasına engel oldu. Böylelikle, 2020-2021 sezonunda hedefimiz, 2019-2020 sezonunda ulaştığımız fiyat seviyesinin altına düşmemek olacaktır. TMO’nun çekirdeksiz kuru üzüm için taban fiyatı açıklaması ve gerektiğinde piyasadan alım yapabileceğini beyan etmesini de iç ve dış piyasada arz-talep dengesinin sağlanmasına, piyasanın oturmasına ve 2019-2020 sezonunda ihraç fiyatlarımızın rakip ülkelerin ihraç fiyatları seviyelerine yaklaşmasına olumlu katkıda bulundu. TMO’nun önümüzdeki sezonda da çekirdeksiz kuru üzüm alımı yapacağını açıklaması sektör ve ekonomi açısından hayati önem arz ediyor.”
Rakip ülkelere karşı, diğer bir avantajın işçilik ücretlerinde olduğunu söyleyen Celep, saatlik işçi ücretlerinin ABD’de 15 dolar, Avustralya’da ise 17 dolar düzeyinde olduğunu sözlerine ekledi.
Üreticiye yerinde ziyaret
Celep, Birlik olarak her yıl üreticilere güncel gelişmeleri aktarmak ve bilgilendirmek için sıkı mesai yaptıklarını söyledi, faaliyetlerini ve çalışmalarını şöyle anlattı:
“Kitapçıklar, afişler, broşürler ve bannerlar yaptırarak üretim bölgelerinde üreticilerimize, Bakanlığımız, Üniversitemiz ve diğer paydaş kurumlarımızın katkı ve destekleri ile ulaştırıyor ve bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Diğer taraftan, Birliğimiz ve ihracatçı firmalarımızın ziraat mühendisleri düzenli aralıklarla değerli üreticilerimizi ziyaret ederek verim artışı ve kaliteli üretim hakkında bilgilendirmelerde bulunuyorlar. Bu çalışmalarımıza, ilgili Fakülte, Araştırma Enstitüleri, Tarım İl/İlçe Müdürlükleri, Ticaret Borsaları ve Ziraat Odaları gibi kurumlar da destek veriyor.”
Sürdürülebilir tarım modeli
Birol Celep, üretilen ürünlerin yurt dışındaki alıcıların istediği kriterlere uygun şekilde üretilmesi görüşünde.
“Üreticilerimiz üretim aşamasında gereken özeni ve ilgiyi gösterirlerse bizler de ürünümüzün hak ettiği değeri kazanmasına imkan sağlarız. Biliyorsunuz, sürdürülebilirlik günümüzde en önemli konu ve sektör olarak hem üretim hem de ticaretimizin sürdürülebilir şekilde devam etmesi asıl hedefimiz. Yine hepinizin yakından bildiğiniz üzere, dünyada her geçen gün artan tüketici bilinciyle birlikte gıda güvenliği ön plana çıkmaktadır. Üreticilerimize vereceğim en önemli mesajlardan biri yetiştiricilik aşamalarında kimyasal mücadeleyi en son düşünmeleridir.”
Biyoteknik mücadele
Tarım Bakanlığı’nın salkım güvesiyle mücadelede başarılı şekilde kullanılan biyoteknik mücadele yöntemlerine maddi destek verdiğini anlatan Celep, “Bakanlığımızın desteklemelere devam edeceğini erken dönemde yani Mart içinde açıklaması, bu yöntemin kullanımının artması ve yaygınlaştırılması açısından çok büyük önem taşımaktadır. Bizler de kullanımın artması ve yaygınlaşması ile ilgili Üniversiteler ve Bakanlığımız ile birlikte projeler yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. ” dedi.
Üzümün yüzde 60’ı Rusya’ya
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, sözlerine 2018’de Türkiye’nin üzüm üretiminde ilk 10 ülkede 6. sırada olduğunu açıklayarak başladı.
“Bu ülkeler sırasıyla Çin, İtalya, ABD, İspanya, Fransa, Türkiye, Hindistan, Arjantin, Şili, İran, Mısır. 2018’de dünyada üzüm ihracatı 4 milyon 873 bin ton, 180 bin ton ile Türkiye 10. sırada yer aldı. Yaş meyve sebze ihracatında en önemli ürünlerden birisi sofralık üzüm. 2019’da 59 ülkeye 207bin ton 150milyon dolarlık taze üzüm ihracatı gerçekleştirildi. Bu rakamlar ile 2018 yılına göre miktarda yüzde 14, değerde ise yüzde 24 oranında artış kaydettik. Bu rakamların en az yüzde 80’i bu bölgede yetiştirilen sultani çekirdeksiz tipi üzümlerimizden oluşuyor.”
Sofralık üzüm ihracatında yüzde 60’ın Rusya’ya yapıldığını söyleyen Hayrettin Uçak, Avrupa Birliği’ndeki payın rakip üretici ülkelere göre ve pestisit kalıntısı sorunu yüzünden yıldan yıla gerilediğini anlattı.
Yeni pazarlara hazır
Hayrettin Uçak, ihracat yapılan ülkelerin çeşitlendirilmesi gerektiğini, yaş meyve sebze mamullerinde öncelikle Uzak Doğu olmak üzere yeni pazarlar bulmak için iki ayrı URGE projesi başlattıklarından bahsetti.
“URGE projelerinde üzüm, kiraz ve nar ürünlerini ön plana aldık. Ürünlerimizi dünyaya tanıtmak için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Dünyada son derece önemli bir yeri olan Sultaniye üzümünün kıymetini bilmeliyiz ve dünya standartlarının altında kalmamak için daha dikkatli ve daha verimli çalışmalıyız. Sultaniye üzümünü Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre üretmeli ve hazırlamalıyız. İhracata ve iç piyasaya verilen ürünleri insan sağlığını olumsuz etkileyen kimyasallardan arındırmalıyız.”
Üzüm çeşitleri neler?
Hayrettin Uçak, üretici, ihracatçı, Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile ortak akılla üzüm çeşitlerini net olarak belirlenmesinden yana.
“Fazla çeşit yerine yüksek verimliliğe ve kaliteye sahip yeterli sayıda çeşidin üretiminin yapılmasını sağlamak için çalışmalıyız. Tercih edilen, Sultani Çekirdeksiz, Red Globe, Superior, Razaki, Antep Karası, Alphonse, Kardinal,Crimson, Perlette çeşitlerine odaklanmalıyız.”
Budama, toprak analizi, ruhsatlı ilaç…
Ürünlerin verimini ve kalitesini arttırmak için çiftçiden beklentilerini tek tek sıralayan Hayrettin Uçak,”Üreticimiz daha budama döneminde kurutmalık veya sofralık kararını vermeli ve budama döneminden itibaren verdiği karara göre ürününü pazara hazırlamalıdır. Toprak analizlerini yaptırarak, analiz sonuçlarına göre toprağın ihtiyaçlarını karşılamalıyız. Tarım Bakanlığı onaylı ve ruhsatlı ilaçlarını kullanmalıyız. Ürünlerimizi sofralık veya kurutmalık olarak pazarlamak isteyen üreticilerimiz örtü sistemini kullanmalıdır.” diye konuştu.
Kapalı sulama sistemi önerisi
Uçak, özellikle seracılık olmak üzere örtü altı yetiştiriciliğinin yaygınlaşması için projeler üretilmesi, gerekirse Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan destekleme talep edilmesi görüşünde.
Hayrettin Uçak, hem bölgenin hem de ülkenin kuraklık sorunu yaşamaması, salma sulama ile kök hastalıklarının bahçeden bahçeye geçmesinin önlemesi ve maliyetlerin düşürülmesi adına, kapalı sulama sistemlerine geçilmesi gerektiğini söyledi.
“Bu konuda ortak akıl ile projeler üretmeliyiz.Üreticilerimizin sözleşmeli tarım yapmaya yönelmesi ihracat adına daha verimli ve etkin olacaktır. Avrupa Birliği, kalıntı sorunu nedeniyle yavaş yavaş bizden uzaklaşıyor, Mevcut pazarlarımızı kaybetmemek için zirai ilaç kullanımında azami dikkati göstermeliyiz. Dünya kimyasal pestisit mücadelesinden günden güne uzaklaşıyor, Avrupa Birliği ülkelerinde bugün kimyasal kullanımları ciddi oranlarda azalmıştır. Dünya artık biyolojik mücadeleye ağırlık vermektedir. Ürünlerimizin rağbet görmesi için; Bizlerde biyolojik mücadeleyi arttırmalıyız.”
Salkım güvesine “tuzak” önlemi
“Zararlılarla etkin mücadele etmeliyiz.” diyen Hayrettin Uçak, biyolojik mücadelenin il, ilçe tarım müdürlüklerinden ve üniversitelerden teknik destek ve bilgi alarak yapılması taraftarı.
“Asmalarda unlu bit için kış uygulamasını mutlaka yapmalıyız. Son zamanlarda hızla yayılan ölü kol hastalığı sebebi ile üreticilerimiz budama çubuklarını bahçenin dışına çıkarmalı ve imha etmelidir. Sultani üzümümüzde birçok mantar ve zararlılar arasında, zararı telafi edilemeyen salkım güvesidir. Salkım güvesi üzüm kurdu olup, mücadele edilmediği takdirde üzümleri delerek zarar veren, beraberinde mantari (kurşini küf) hastalığına sebep veren önemli ölçüde kalite ve rekolte kaybına yol açan bir zararlı gurubundandır. Alaşehir ve Sarıgöl ‘de belli bölgeleri pilot bölge yaparak salkım güvesi tuzağını kullanmalıyız. Bu sayede üretim maliyeti ve kalıntı anlamında başarı sağlanmış olacaktır.”
Sahte eksperlere dikkat
Üreticilerin, ürünlerini almaya gelen eksperin çalıştığını söylediği firmayı arayarak teyit almasının önemini anlatan Uçak, dolandırıcılara karşı da uyardı.
“Biz Ege İhracatçı Birlikleri olarak, biyolojik ve biyoteknik mücadele için elimizi taşın altına koymaya ve destek için elimizden geleni yapmaya hazırız. Tarım ve Orman Bakanlığımızın, biyolojik ve biyoteknik destek açıklamalarını sezon başlangıcında yapılmasını, Tarım İl Müdürümüz Sayın Metin Öztürk’le birlikte Sayın Bakanımızdan talep edeceğiz. Bu ürün, bu ülke hepimizin, üretimimizi ve ihracatımızı kaliteli ve kalıntısız ürünler üreterek artırmak hepimizin görevidir.”
Üzüm panelinde Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Salihli Ticaret Borsası Başkanı Yetiş Aksoy, Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünden Dr.Dilek Poyraz, Bağcılık Araştırma Enstitüsünden Dr.Oğuzhan Soltekin ve Ege Kuru Meyve İhracatçılar Birliğinden Ziraat Mühendisi Oğuz Aşıcıoğlu da konuştu.
Protokol katılımı
Ayrıca Manisa Vali Yardımcısı Hayri Sandıkçı, Kaymakam Mehmet Kamil Sağlam, Belediye Başkanı Zeki Kayda, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Balık, İlçe Emniyet Müdürü Sayım Başaran, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Mehmet Alşen, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Yüksel, Borsa Başkanı Yetiş Aksoy, Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç, siyasi parti temsilcileri, üreticiler ve ihracatçılar katıldı.
POST A COMMENT.