SAMSUNG TÜRKİYE ve BOREAS A.Ş. işbirliği ile düzenlenen panelde;
“Türkiye’nin Kadın Mühendisleri, Türkiye’de Kadın Mühendis Olmayı” Anlattı
Boreas ve Samsung firmaları, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde ‘İklimlendirme Sektörünün Mühendis Kadınları Konuşuyor’ adlı bir panel düzenledi. Panelde Samsung Electronics Türkiye Sistem Klimalarından Sorumlu Kıdemli Müdür Okan Tutcu, Açık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Açık, FNP Mühendislik’ten Filiz Pehlivan, Polimeks İnşaat’tan Elif Çalımlı, Çevre Yapı İnşaat’tan Esra Kendüzler, Metta Proje’den Özlem Açıkgöz, AE Arma Elektropanç’dan Ayten Demirtaş ve Essa Mekanik’den Esma Sarıaslan Divrikli konuşmacı olarak yer aldı.
Moderatörlüğünü Boreas A.Ş. Pazarlama Müdür Ezgi Temoçin ile Samsung Electronics Türkiye Sistem Klimalarından Sorumlu Kıdemli Müdür Okan Tutcu’nun yaptığı panelde 300’den fazla katılımcı yer aldı.
Kadınlar Günü’nün çıkış noktası olan 1857 direnişinden bahsederek bu günün bir süreç olduğuna vurgu yapan Ezgi Temoçin, Türkiye İklimlendirme Sektöründe başarılarıyla adını tarihe yazdıran ilk kadın mühendisleri de hatırlattı.
Konuşmasına Atatürk’ün “Büyük adamlar, büyük kadınların eseridir sözünü hatırlatarak başlayan Okan Tutcu, Boreas firması ile sektörde kadın mühendis sayısını artırmaya yönelik farkındalık yaratmak istediklerine dikkati çekti. Okan Tutcu, “Boreas ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bu etkinliğin bir kıvılcım olmasını arzu ediyoruz. İnanıyoruz ki, bundan sonra sektörümüze kadınların ilgisi daha fazla olacak. Biz sadece kadın katılımcılar olsun istemedik. Kadın ve erkeklerin yer almasını istedik. Bizim sektörümüzde kadının değerine dikkat çekmiş olacağız” açıklamasında bulundu.
Tutcu’nun ardından konuşan Açık Grubu Yönetim Grubu Başkanı Yüksel Açık, konuşmasına tüm kadınların “Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nü kutlayarak başladı. Açık’ın, kendi hayatından anekdotlarla renklendirdiği sunumu, katılımcılar tarafından ilgi ile dinlendi. Açık, “Her insan dünyaya gözünü açtığında bir kadının, annesinin, gözlerine bakar. Her insanın hayatına ilk dokunan insan annesidir. Benim annem, 57 yıllık kısa ömrüne, kız evlat özlemi ile dokuz doğum sığdırdı, ama daima erkek evladı oldu. Hayatta kalan biz yedi erkek kardeş arasında ben, annemle baş başa bir yıl geçirebilecek kadar şanslıydım. Tokat Almus’ta annemle kaldığım bir yıl boyunca ona yarenlik ederek, biraz da onun kız evlat özlemini dindirmeye uğraşarak dünyaya kadın gözüyle bakabilmeyi öğrendim. Annemin neden bu kadar sevildiğini de keşfettim. Sahip olduğu empati yeteneği ve insanları karşılıksız sevmesi nedeniyle, gördüğüm en kalabalık cenaze töreniyle uğurlanmış kadındır annem. İlkokuldayken 28 öğrencisine neredeyse annelik yapan bir kadın öğretmene sahiptim. Tayininin çıktığını söylediğinde istisnasız her öğrenci gözyaşı döktü. Ben, bir insanın öğrencileri tarafından bu kadar sevilmesinin nedenini düşündüm ve buldum. Bir itiş kakış sırasında üç düğmem kopup da utana sıkıla sırama oturduğumda, elinde iğne, iplik ve düğmelerle gelip önlüğümü onardığında bu sorunun yanıtı daha da netleşti kafamda: Eşit muamele ve gerçek sevgi, öğretmenimizi bu kadar sevdirmişti. Lisede başka bir kadın öğretmenimden saygınlığı ve bunun ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Kıymetli Şadan Hocam, herkesi dinleyebilmesi, anlamaya çalışmasıyla bu saygınlığı edinmişti. Hayatıma dokunan ve bana bu derece kıymetli değerleri öğreten kadınlara huzurunuzda teşekkürlerimi iletiyorum.” Yüksel Açık, Açık Grubu Şirketlerinin faaliyet alanlarını özetledikten sonra, şirketlerinde yönetim kadrosunda yer alan kadın çalışanlara teşekkürlerini iletti ve kadınların özellikle detaylara daha iyi odaklanmaları ve titizlikleri ile yönetici kadrosunda çok daha başarılı olduklarına dikkat çekti. Yüksel Açık, Açık şirketler grubunun kadın iş gücüne ve kadın yöneticilere verdiği önemi; “Beş farklı sektörde faaliyet gösteren şirketlerimizin üçünde kadın yöneticilerimiz bulunuyor. Şirketlerimizdeki kadın yönetici oranı; %14 olan Türkiye ortalamasına karşı %33’ün üzerinde” sözleriyle vurguladı.
Yüksel Açık; “bu vesile ile Boreas A.Ş Genel Müdür Yardımcımız Müge Lülecioğlu’na özverili çalışmaları için teşekkür etmek isterim. Vietnam’da fiberoptik bağlantı ekipmanları üreten fabrikamızda 332 kişi çalışıyor. Çalışanların 219’u yani % 66’sı kadın” dedi.
Okan Tutcu’nun Samsung hakkında kısaca bilgi vermesinin ardından davet edilen panelistlerden FNP Mühendislik’ten Filiz Pehlivan, “Bugünlere gelmek hiç kolay olmadı. Okul hayatımdan iş hayatıma pek çok zorlukla karşılaştım elbette. Türkiye’deki teknolojik gelişmeler konusunda pek çok ilkin içinde olduk. MNG Holding, benim için çok iyi bir okuldu. Orada çalışırken pek çok büyük projede bulunma şansı yakaladım. Bu elbette pek çok yeni bilgi ve tecrübe edinmek anlamına da geliyordu. Eskiden bilgiye ulaşmak bugünkü kadar kolay değildi. Bir yandan öğrenip bir yandan tasarlamak zorunda kalıyorduk. Bugün, bir kadın olarak şirket sahibi, mesleğinde başarılı bir iş kadını ve bir anne olarak başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere Türk toplumuna teşekkür ediyorum. Beni başarılı kılan bu topluma vefa borcum olduğuna inanıyorum ve bunun sorumluluğunu taşıyorum. Gençlerin elinden tutmanın, onlara yardımcı olmanın, bu sorumluluğun bir parçası olduğuna inanıyorum. Bunun en rahat yapılabileceği platform, sivil toplum kuruluşları. Öncelikle kendi sektörümdeki faal derneklerden Türk Tesisat Mühendisleri Derneği’nde (TTMD) çalışmalarım oldu. Daha sonra TTMD’nin yönetim kuruluna giren ilk kadın olarak derneğin genel sekreterlik görevini yürütmeye başladım. Yaptığım işi, benden sonra geleceklere örnek olmak için daima çok iyi yapmam gerektiğine inanıyorum. Ardından Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği’ne (TMMMB) üye oldum. Orada da aktif çalışmalarımız oldu.
Daha sonra ANGİKAD Girişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği’ne üye oldum. ANGİKAD, kadınların eşit hakları için ciddi çalışmalar yapıyor. Türkiye’de kadın çalışanların önünde gerçekten zorluklar var. Ama bu zorluklar aşılamayacak zorluklar değil. Yeter ki dirençli ve donanımlı olun” dedi.
Okan Tutcu’nun “Bir kadın olarak şantiyede olmak ne demektir?” sorusuna Elif Çalımlı, “Aslını isterseniz bana şantiyede daima saygıyla yaklaşılmıştır. Bunda güzel şirketlerde güzel insanlarla çalışmış olmamın payı büyük elbette. Baret ve yeleğimle şantiyeleri altını üstüne getirirken hiç kimseden rahatsız edici bir bakış bile görmedim. Sadece bir tek gün arabamı şantiye binasının arka tarafına park ettim. Akşam baretimle yeleğimi çıkarıp arabama doğru yürümeye başladım. Arabam, işçi koğuşlarının olduğu bölgedeydi. Bu beni hiç rahatsız etmedi çünkü zaten sabahtan akşama kadar üç bin işçi ile çalışıyorum. O bölgeden geçerken, pencereden bir işçi beni görüp bir türkü söylemeye başladı. Daha sonra tüm pencerelerden işçiler türkü söylemeye başladı. Ben kendimi arabama attım ve o an anladım ki o baret ve yelek sadece iş güvenliğini sağlamakla görevli değil. Bunun dışında şantiyede çalışmak bir erkek için ne kadar zorsa bir kadın için de o kadar zor. Kadınların hijyen açısından daha titiz olmaları, uzun çalışma saatleri, aşırı sıcakta ve aşırı soğukta açık havada olmak gibi bazı ekstra zorlukları var ama bence şantiyede olmak çok keyifli” yanıtını verdi.
Panelistlerden Esma Sarıaslan Divrikli, üniversitedeyken evlendiğini ve çok erken yaşta çocuk sahibi olduğunu, daha sonra bir şirketin çalışma saatlerine uyamayacağı için kendi şirketini kurarak serbest çalışmayı istediğini, böylece Essa Mekanik Mühendislik firmasını kurduğunu dile getirdi. Esra Sarıaslan Divrikli sözlerini şöyle sürdürdü: “90’lı yılların başında istihdam yaratıp vergi vermek istiyorum diyerek kendi şirketimi kurmak için başvurduğumda ‘Eşinden izin kağıdı getir’ dediler ve ben şirketimi o izin kağıdıyla kurdum. Sektörümüzün bugün çok az olan kadın sayısı arttıkça, bizler de kendimizi daha güçlü hissedeceğiz. İklimlendirme sektörü, daha çok erkeklerin olduğu bir meslek dalı. Oysa bedensel güç isteyen ağır işler, günümüz teknolojilerinde artık makineler ile yapılabiliyor. Dolayısıyla artık bu sektörde de kadınların daha çok yer almaları gerekiyor. Zira kadınların zihin güçleri ile yapamayacakları hiçbir şey yok” dedi.
Panelistlerden Esra Kendüzler ise “Hobi olarak tiyatro ile ilgileniyorum. Bir oyunda, bir erkek oyuncuya koçluk yaparken yönetmen tarafından rolü benim oynamam teklif edildi. Neticede bir kadın olarak oynadığım erkek rolü ile en iyi erkek oyuncu ödülü aldım. Sektöre ilk olarak savunma sanayii sektörü ile başladım ki bu da hiç kolay olmadı. Çok uğraşmam gerekti. Ardından iklimlendirme sektöründe devam etmeye karar verdim. Mesleğimizi icra ederken kadının kadın gibi, erkeğin erkek gibi olmasından yanayım. Asla bir kadının erkek gibi giyinmesi gerektiğini düşünmüyorum. Eşitliğimiz, hak hukuk, çalışma koşullarında olmalı. Üniversitelerin mühendislik bölümlerinde kız öğrenci sayısı günümüzde bile çok az. Kızlarımızın mühendislik alanında daha aktif olmalarını diliyorum” dedi.
Ayten Demirtaş ise “Benim şantiyede geçirdiğim süre o kadar yoğun ki, aileme ve özel hayatıma da pek zaman ayırabildiğimi söyleyemeyeceğim. Kadınlar olarak çok detaycı olmamız, işimize daha fazla odaklanmamızı sağlıyor. Ben öğrenciyken, tesisat malzemesi satan bir firmada çalıştım ve malzemelere dokundum, neye benzediklerini, nerede kullanıldıklarını anladım, bunun da çok faydasını gördüm. Daha sonra şantiyede çalışmak istediğime karar verdim. Kendi iş yerimin patronu bile bana şantiye için iş aramaya başladı. Sadece kadın olduğum için uzun süre iş bulamadım. Biz, şantiyede ayakkabılarını bile bırakıp giden erkek mühendisler gördük, kadın bu işi yapamaz” denildi sıklıkla. Hatta bir defasında gittiğim bir görüşmede, “Sizi şantiyede çalıştırırken bir de peşinize koruma mı takacağız” cümlesi ile karşılaştım. Bu beni yolumdan döndürebilirdi ama ben tam tersi, bu işte başarılı olmak için hırslandım. Mesleğimle ilgili öğrenebileceğim her şeyi öğrenmeye, bilgimi artırmaya odaklandım. Bugün şantiyelerde çalışıyorum ve gerçekten “ayakkabılarını bırakıp kaçan erkek mühendisleri” ben de gördüm. İşte tam da bu yüzden, rahatlıkla kadınların da bu işi çok iyi yapabileceklerinin altını çizmek istiyorum” dedi.
Okan Tutcu’nun, “Yüksek lisansınızı Almanya’da yaptığınız için size Almanya’daki ve Türkiye’deki eğitim arasındaki farkları sormak istiyorum” diyerek söz verdiği Özlem Açıkgöz ise şunları kaydetti: “İki ülke arasındaki eğitim farkı çok büyük. Almanya’da, öğretim görevlilerinden asistanlara kadar akademik kadronun çok daha mütevazı olduğunu söyleyebilirim. Orada uygulamalı eğitim çok fazla olduğundan öğrenmek de çok keyifli hale geliyor. Ülkemizde de eğitim sisteminin daha uygulamalı olması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca öğretim görevlilerinin öğrencilerine mesleğini sevdirmelerinin çok önemli olduğuna inanıyorum.”
Panelin ardından Okan Tutcu, Samsung DVM S 360° Kaset Tipi VRF Klima ürününün estetik yönü güçlü uygulama örneklerini katılımcılarla paylaştı ve en şık uygulama seçilen Brisa projesini gerçekleştiren Samsung’un sözleşmeli servis firması Gelişim Grup’a plaket verildi.
Panelistlere çiçek ve plaketlerinin takdiminin ardından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü pastası kesildi. Etkinlik düzenlenen kokteyl ile sona erdi
Ekovizyon Dergi / ekovizyon.com.tr
POST A COMMENT.