Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Türkiye’nin 2019 yılı toplam makine ihracatını 17,9 milyar dolar olarak açıkladı. Makine sanayiinin en fazla ihracat gerçekleştiren üç sektörden biri olduğu yılda ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 76,3 ile rekor seviyeye taşıdıklarını belirten MAİB Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Teknolojik rekabet gücünü kaybetmek istemeyen ülkeler, yurt dışından artık daha az makine alıyor. Biz buna rağmen 300 bin ton daha fazla makine ihraç ettik ve 2019 yılında ihracat gelirimizi 720 milyon dolardan fazla artırmayı başardık” dedi.
İhracatını geçtiğimiz yılsonuna göre yüzde 4,2 artıran makine sektörü yılı 17,9 milyar dolar ihracatla kapattı, Serbest Bölgelerden yapılan ihracatla birlikte bu rakam 19 milyar dolara yaklaştı. Bu değer “genel ticaret verilerine” göre 180,5 milyar dolar olarak açıklanan Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 10,5 paya karşılık geliyor. Yerli sanayi vurgusuyla Türkiye’nin makine ithalatının yüzde 17,6 gerilediği bu yıl, makine ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 76,3’e yükseldi.
Bir önceki yıl 10 milyar dolar olarak gerçekleşen makine dış ticaret açığının yarı yarıya kapanmasından memnun olduklarını belirten Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, “Makine dış ticareti tüm dünyada daralıyor; sadece Türkiye değil, herkes kendi ülkesinin makinelerine yöneliyor. 2019 yılında küresel ölçekte 450 milyar dolarlık mal daha koruma altına alındı, bu malların büyük kısmını makineler oluşturdu. Geride bıraktığımız yıl lider ülkeler başta olmak üzere dünya toplam makine ihracatı düşerken, biz makine ihracatımızı yüzde 4’den fazla artırmayı başardık. Bizi bu süreçte başarılı kılan asıl unsur, Türk makinelerine dair pozitif algı ve kalite-fiyat ekseninde optimum pozisyon almamız oldu” dedi.
“Borçsuz ve istikrarlıyız, 2020’yi daha rahat geçireceğiz”
2019 yılında en fazla ihraç edilen makineler soğutma makineleri ve klimalar, içten yanmalı motorlar ve aksamları, yıkama ve kurutma makineleri, inşaat ve madencilik makineleri ile pompa ve kompresörler oldu. Bu dönemde oransal olarak en fazla ihracat artışı sağlayan ürünler ise elektrik motorları ve jeneratörler, yük kaldırma, taşıma, istifleme makineleri ile traktörler, tarım ve ormancılıkta kullanılan makinelerdi.
2019 yılında siyasi belirsizlikler, jeopolitik riskler ve teknoloji savaşları nedeniyle öngörüldüğü ölçüde büyümeyen hedef pazar ekonomilerindeki durgunluktan en fazla makine ve teçhizat yatırımlarının etkilendiğini belirten Karavelioğlu, Türk makine sektörünün borçsuz ve istikrarlı yapısıyla durumu lehine çevirmeyi başardığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“2019 yılı dünyanın geri kalanından pozitif ayrışan ihracat performansımız dışında, yurtiçinde de önemli kazanımlar sağladığımız bir yıl oldu. Hemen bütün strateji planlarında odak sektör olarak yer aldık, Bakanlıklarımızın sorumluluğuna bir bakıma ortak olduk. Yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik atılan adımların da katkısıyla, yurtiçindeki sabit sermaye yatırımlarının yılın ikinci yarısında, sekiz çeyrek sonra yeniden artmasını bekliyoruz. Geride bıraktığımız zorlu süreci makinelerimizin verimliliğini artırarak, ürünlerimizi çeşitlendirip teknoloji seviyelerini yükselterek değerlendirdik. Türkiye’nin giderek daha rekabetçi hale gelen bir makine sektörüne sahip olduğunu, 2020’de yine herkese göstereceğiz”.
“Dünyanın geleceğinden makine kullanıcıları sorumludur”
Verimlilik kavramının makinelerin performansında önemli bir kriter haline geldiğini ve daha az maliyetle daha çok iş yapmanın temel bir ölçüt olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu, çok yakın gelecekte dünya ticaretine egemen olacak gelişmeleri şöyle değerlendirdi:
“Makine kullanıcıları yatırım kararlarında enerji sarfiyatı, fire, atık ve sürdürülebilirlik gibi kalite kavramı içinde değerlendirilen birçok parametreyi dikkate almalıdır. Sınai üretim veya hizmetler için kullanılan makinelerin enerji ihtiyaçlarının, yer küremize geri döndürülemez zararlar verilerek karşılandığı unutulmamalıdır.”
İklim değişikliğinin insanlığın en büyük sorunu olduğunu ve endüstriyel stratejilerde yer verilmediği takdirde bir ülkenin dış ticaretten aldığı payı en çok etkileyecek unsur haline geleceğini belirten Karavelioğlu, “Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı AB, karbon vergilerini hayata geçiriyor. AB ülkeleri planlı bir süreç içinde, kötü gidişe kayıtsız kalan ülkelerin mallarını ithal etmeyecekler. Korumacı bir dış ticaret politikası gibi algılansa da bu yaklaşımı insanlığın temel değerlerine fevkalade uygun buluyoruz ve Türkiye’nin Makinecileri olarak, bu olguyu zamanında önlemler alarak yönetmek üzere kamuoyunda bir farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz” dedi.
POST A COMMENT.