Türkiye, kadına karşı şiddeti önlemek için ne yapıyor?

Bianet’in medyaya yansıyan haberlerden derleyerek tuttuğu erkek şiddeti çetelesine göre bu yıl (Kasım ayı hariç) 327 kadın öldürüldü. Şiddetten ölen kadınlar için hazırlanan Anıtsayaç’ta yer alan verilere göre, erkeklerin son dört yılda öldürdüğü kadın sayısı 2.079. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2024 Ekim Raporu’nda kayda geçirdikleri 48 kadın ölümünün bir aydaki en yüksek kadın cinayeti sayısı olduğunu belirtiyor.

Öte yandan bu rakamlar büyük ihtimalle buzdağının görünen yüzü. Gazetelere yansımayan, mahkemeye intikal etmeyen, örtbas edilen, intihar süsü verilen, özellikle cinsel şiddet hikayelerinde suçlanma korkusuyla konuşamayan kadınlara dair hadiseleri düşünüldüğünde, önümüzde dehşet verici bir tablo duruyor: Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddetle ilgili resmî makamlar, problemin boyutlarının etraflıca anlaşılmasına ve konuyla ilgili kapsamlı politikalar geliştirilmesini sağlayacak verileri uzun süredir açıklamıyor.

Bir adım geriden: 2009 yılında dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TBMM’de sunulan bir soru önergesine verdiği yanıtta 2002- 2008 arasında işlenen kadın cinayeti sayısını açıkladı. Buna göre, 2002’de 66, 2003’te 83, 2004’te 128, 2005’te 317, 2006’da 663, 2007’de 1011, 2008’de ise 806 kadın öldürüldü. 2002’den 2008’e kadar öldürülen kadın sayısı 14 kat artmıştı.

  • 2013 yılında verilen bir başka soru önergesine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verdiği yanıtta ise 2009’da 171, 2010’da 177, 2011’de 163, 2012’nin ilk 9 ayında ise 128 kadın cinayeti işlendiği bildirildi.
  • 2021 yılı Ocak ayında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 6284 sayılı kanun kapsamındaki kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadın sayısını 2017’de 353, 2018’de 279, 2019’da 336 ve 2020’de ise 266 olarak duyurdu.

İstanbul Sözleşmesi gibi pek çok uluslararası sözleşme, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete karşı alınan önlemlerin etkinliğini ölçmek için düzenli olarak veri toplanmasını ve araştırma yapılmasını şart koşarken Türkiye’de yukarıda sayılanlar haricinde, kaç kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü, kaç kadının şiddet gördüğünü, cinayet ve şiddet vakalarının kaçının ev içerisinde ya da koruma kararı varken işlendiğini gösteren idari veriler sağlıklı biçimde tutulmuyor. Bu da konuyla ilgili verilere dayalı kapsamlı sosyal politikalar oluşturmanın önünde ciddi bir engel teşkil ediyor.

Koruma kararlarının uygulanması

Kadınların en büyük sorunlarından biri de adalet arayışlarının karşılık bulmaması. Bu durum sadece İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmış olması ya da yasadaki yetersizliklerden kaynaklanmıyor. Aksine 6284 olarak bilinen, konuyla ilgili yasanın etkin uygulanması durumunda kadınları göz göre göre gelen şiddetten korumak mümkün. Ancak yasa, pratikte birçok nedenden dolayı etkin uygulanmıyor.

Koruma kararlarının etkili bir şekilde uygulanamadığı, mevcut veriler üzerinden görülebiliyor. 2023 yılında İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, KADES uygulamasını 7 milyon 365 bin 755 kişi indirmiş, toplam 1 milyon 382 bin 332 ihbar yapılmış. Bunlardan 193 bin kişi koruma kararı almış; buna karşın sadece 1.500 elektronik kelepçe uygulanmış.

Eşitlik İçin Kadın Platformu’nun (EŞİK) bu yıl yaptığı 25 Kasım açıklamasında belirttiğine göre, “Kadınlar elektronik kelepçe uygulamasına ihtiyaç duyduğunda kelepçelerin boşalmasının beklendiği cevabını alıyor.” Ayrıca:

  • Koruma kararlarını ihlal eden faillere 6284 uyarınca verilecek tazyik hapsinin uygulanmasında boşluklar göze çarpıyor.
  • 6284 sayılı kanuna göre 6 aya kadar verilebilecek uzaklaştırma kararları 10 gün, 15 gün gibi sürelere düşürülerek işlevsizleştiriliyor. Kararlar verilirken risk değerlendirmesi yapılmıyor.

Cezasızlık politikaları

Bugün, infaz düzenlemeleri nedeniyle geçmişte suç işlemiş, hüküm giymiş onbinlerce kişi, cezalarını bile tamamlamadan salıverilebiliyor. 6 yıla kadar ceza gerektiren suçlardan birini işlemeleri ya da 6 yıl ve daha az ceza almaları durumunda birkaç gün açık cezaevinde tutularak, ardından serbest bırakılıyorlar.

Yaralama, taciz suçları, hırsızlık, gasp gibi suçlarda suç işleyenler neredeyse tek bir gün kapalı cezaevinde yatmıyorlar. Zira 2020’deki infaz değişikliğine göre, 6 yıl ceza alan kişinin şartla salıverme süresi otomatik olarak 3 yıla iniyor. Denetimli serbestlik süresi de 3 yıl olduğundan bu kişi hemen serbest bırakılıyor.

Kadın cinayetleri önlenebilir

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, kadın cinayetlerinin önlenebilir olduğuna dikkat çekiyor. Çünkü pek çoğu eş-sevgili gibi yakından tanıdığı erkekler tarafından öldürülmeden önce tehdit, takip ve taciz ediliyor. Devletin görevi tam da bu noktada kadının güvenliğini sağlamak ve en temel hak olan yaşama hakkının korunması için yasal süreci doğru işletmek.

Öte yandan “gelen adama kapıyı açtıkları için öldürüldüklerini” söylemek gibi mağduru suçlayan ifadeler, yalnızca konuyla ilgili alınmayan önlemlerin altını çiziyor.

(Yazı Kaynak: Aposto) (Foto Kaynak: sos-jordan.org)

Facebook Comments

POST A COMMENT.