Dünya’da yaşamın ve tarımın başladığı Anadolu topraklarında milyonlarca üreticinin binbir emekle ürettiği ürünler, binlerce ihracatçı tarafından dünyayla buluşturuluyor. Dünya genelinde 200’den fazla ülkenin sofraları her gün 3 öğün Türk gıda ürünleriyle kuruluyor.
Milyarlarca insanın protein, karbonhidrat ve yağ ihtiyacını karşılayarak, dünya sofralarına bir lezzet şöleni sunan Türk çiftçisi, yıllık 70 milyon ton bitkisel üretim yapıyor. 72 milyonun üzerinde küçük ve büyükbaş hayvan varlığına sahipken, yıllık 800 bin ton üzeri su ürünleri, 2,4 milyon ton kanatlı sektöründe üretim hacmine ulaşmış durumda. 55 milyon ton taze meyve sebze üretiyor.
Süt ürünlerinden bakliyatlara, et ürünlerinden unlu mamullere, taze meyve sebzelerden kuru meyveye, zeytinyağından dondurulmuş gıdalara, su ürünlerinden zeytine, defneden bulgura, kekikten haşhaşa, kirazdan çipuraya, ayvadan levreğe, incirden alabalığa turşulardan salçalara binbir çeşit tarım ürününde dünyanın ihtiyacını üreten Türk üreticisi Avrupa’da tarımsal hasılada birinci sırada yer alırken, dünya liginde ilk 10 ülke arasında bulunuyor.
3 milyon hektar tarım arazisi üretim dışı kaldı
Türkiye’de son 20 yılda 3 milyon hektar tarım alanının tarımsal üretim alanları dışında kalmasına, küresel iklim değişikliği üretimi tehdit eder boyutlara gelmesine karşın teknolojiye yatırım yapan Türk çiftçisi üretimini artırıyor, dünya sofralarına gıda arzını artırarak sürdürüyor.
Tarım arazilerindeki azalışa karşın dünya nüfusundaki artış nedeniyle tarımsal üretimin artması bir zorunluluk olarak ortada duruyor. Bu durum verimliliğin artmasını gerekli kılıyor.
Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 21,5’lik dilimini yapan ve tarım ürünleri ihracatında lider olan Ege İhracatçı Birlikleri Başkanları 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü ile ilgili görüşlerini paylaştılar.
Eskinazi; “Gıda ihracatında hedef 50 milyar dolar”
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi; “İhracatı tarımsal üretimin devamlılığının sigortası olarak görüyoruz. Türkiye’nin gıda ihracatında lider konumdayız. Su ürünleri, meyve sebze mamulleri, zeytin, zeytinyağı, kuru meyve, odundışı orman ürünleri, yağlı tohumlar sektörlerinde dünyanın güçlü üreticileri ve ihracatçıları arasındayız. TURQUALİTY ve URGE Projeleriyle, Fuarlar, Sektörel Ticaret Heyeti ve Alım Heyeti Organizasyonlarıyla gıda ihracatımızı artırmak için vites artırıyoruz. Gıda ihracatında geleneksel ihraç pazarlarımız Avrupa, Ortadoğu ülkeleri ve Rusya Federasyonu’nda konumumuzu korurken, ABD ve Japonya pazarında büyümek için çalışıyoruz. Türkiye, 10 yıllık vadede 50 milyar dolar gıda ürünleri ihracatı hedeflerken, Ege Bölgesi olarak bu ihracatın 12,5 milyar dolarlık dilimini yapma çabası içinde olacağız”
Uçak; “Tarımsal üretim TDİOSB’lerle artacak”
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak; “Küresel ısınma üretimi her geçen gün daha fazla tehdit ediyor, tarımsal üretim alanları kuraklaşma ve şehirleşme nedenleriyle daralıyor. Dünyanın nüfus artışı nedeniyle tarımsal üretimimizi artırma mecburiyeti var. ARGE faaliyetlerinin yoğun yapıldığı, verimliliğin hat safhaya ulaştığı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleriyle tarımsal üretimde sürdürülebirliği sağlayabiliriz. Türkiye bu sayede iç tüketimini karşıladığı gibi gıda ürünleri ihracatını da önümüzdeki yıllarda hedeflediği rakamlara ulaşabilir. Yaş meyve sebze ve meyve sebze mamulleri sektörleri olarak 2022 yılında Türkiye genelinde 5,5 milyar dolarlık ihracat yaptık. Bu ihracata Ege Bölgesi olarak 1 milyar 250 milyon dolarlık katkı sağladık. Tarım sektöründe üzerinde yoğunlaşmamız gereken bir diğer başlıkta gençlerin tarım sektörüne yönelmelerini sağlamak. Bu başlık üzerine de projeler geliştiriyoruz”
Işık; “Deprem bölgesindeki 11 ilde üretim aksamamalı”
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Ali Işık; “TİM Tarım Komisyonu olarak 6 şubat depreminden etkilenen bölgeleri ziyaret ettik. Bu iller Türkiye’nin narenciye, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar, kuru meyve, pamuk, karpuz, salçalık biber, kuru soğan, buğday, zeytin ve zeytinyağı başta olmak üzere çok önemli gıda ambarı. Bu bölgede sulama sistemleri, işçilik, lojistik, işleme tesisleri başta olmak üzere ciddi kayıplar var. Bu kayıpların bir an önce giderilmesi ve üretimin aksamadan sürmesi gerekiyor. Bu 11 ilimiz Türkiye’nin ihtiyacını karşıladıkları gibi 2022 yılında 7,4 milyar dolar ihracata imza atmıştı. Deprem bölgesindeki üretimi ayağa kaldırmalıyız. Nitekim dünya genelinde 8 milyar insanın gıda ihtiyacı her yıl yüzde 1,3 artıyor. Bu ihtiyacı üretimimizi artırarak ulaşabiliriz. Dünya’da sağlıklı gıdaya yöneliş var. Türkiye’de Ege Bölgesi’nin öncülüğünde 35 yıldır organik üretim yapılıyor. İyi tarım uygulamaları ve organik üretimle dünya genelinde Türkiye’de üretilen gıda ürünlerine talebi artırmak için çalışıyoruz”
Girit: “İhracatta yasaklarla üreticiyi ya da tüketiciyi koruyamayız”
Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit; “Türkiye Avrupa’nın en büyük levrek üreticisi ve dünyanın en büyük ikinci levrek ihracatçısıyken, çipura üretiminde dünya birincisi, ihracatında dünya ikincisiyiz. Alabalıkta dünya üçüncüsüyken, yumurtada dünya ikincisi konumundayız. Ürün gamımızdaki tüm ürünlerin ihracatında dünya genelinde ilk 10 ülke arasında yer alıyoruz. Dünya’nın 3 öğün protein açığını kapatmasına yardımcı oluyoruz. 2022 yılında ihracatta 4 milyar doları aştık. İhraç ürünlerine yasaklamalar getirerek üreticiyi ya da tüketiciyi koruyamayız. Tarımsal üretimde anlık kararlar her zaman üretime ve ihracata zarar veriyor. Biz kendi sektörümüzde uzun yıllar çabalayarak ihraç pazarlarını oluşturuyoruz. Bir akşam alınan kararla getirilen kısıtlamalar ihraç pazarlarında bizleri zor duruma sokarken, üreticilerimizin emeklerinin heba olmasına yol açıyor”
Öztürk: “Hububat bakliyat yağlı tohumlar gıda ihracatının lideri”
Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk; “Türkiye’nin 25 milyar dolarlık gıda ihracatının 11,2 milyar dolarlık dilimini hububat bakliyat yağlı tohumlar sektörü olarak tek başımıza gerçekleştirdik. Türkiye’nin gıda ihracatının yüzde 42’sini yaptık. Türkiye’nin dış ticaret açığı verdiği bitkisel yağ, buğday, arpa, mısır, bakliyatlar başta olmak üzere Anadolu topraklarında yetişebilen tarım ürünlerinin üretiminin artması için yoğun çaba gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz. Tarımsal üretimimizi doğru bir programla artırdığımız takdirde yıllık ihracatımız artacağı gibi, 2022 yılı sonunda 18,6 milyar dolar seviyesinde olan gıda ithalatımızın daha da gerileyeceğine inanıyoruz”
Umur: “Virginya ve burley tütünü üretimi artacak”
Ege Tütün İhracatçıları Birliği Başkanı Ömer Celal Umur; “Türkiye oryantal tütün üretiminde dünya lideri. Türkiye’de üretilen tütün mamullerinde kullanılacak tütünün kademeli olarak yüzde 30’unun Türkiye’de üretilmesi zorunluluğunun gelmesi virginya ve burley tipi tütün üretiminde artışı beraberinde getirdi. Özellikle Virginya tipi tütün üretiminde 3 yıllık dönemde 10 milyon kilolara geldik. Oryantal tütünde 2021 yılında 35 TL olan kilogram fiyatı, 2022 yılında 70 TL’ye yükseldi. Tütün fiyatlarındaki yüzde 100’lük artış Ege Bölgesi’nde 26 bin olan üretici sayısının 30 bine yükselmesine zemin hazırladı. Türk tütün sektörü; 2022 yılını 828,9 milyon dolarlık ihracat performasıyla geride bırakırken, 2023 yılında 900 milyon dolar ihracat hedefliyoruz. 2022 yılında Ege Bölgesi’nde 26 bin üretici, 37 milyon kilo tütün üretimi yapmışken, 2023 yılı için tütün ihracatçısı firmalar, 30 bin üreticiyle sözleşme yaptı. Üretici sayısındaki artışın rekolteye de olumlu yansıması ve Ege Bölgesi’ndeki tütün üretiminin 45 milyon kiloya yükselmesi bekleniyoruz.”
Er: “Zeytincilik sektörü altın çağını yaşıyor”
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er; “Türkiye’nin zeytin ağacı varlığı son 20 yılda 90 milyondan 192 milyona çıktı. 2023 yılında 735 bin ton sofralık zeytin rekoltesiyle dünya liderliğine yükselirken, zeytinyağında 422 bin tonluk rekolteyle dünya ikincisi konumuna geldik. İhracatta da her ay yeni rekorlar kırıyoruz. 6 aylık dönemde zeytinyağı ihracatımız 92 bin ton olurken, döviz karşılığı 407 milyon dolara yükseldi. Sezon sonunda zeytin ve zeytinyağı ihracatımızın 1 milyar doları görmesini umut ediyoruz. Son yıllarda dikilen zeytin ağaçlarının verim hale gelmesiyle birlikte sofralık zeytinde 1 milyon 200 bin ton, zeytinyağında 650 bin ton rekolteye ulaşacağız. İhracatta da 1,5 milyar dolar seviyesine ulaşacağız. Tamamı yerli girdi olan zeytincilik sektörünün ihracatındaki tüm katma değer ülkemize kalacak. Üreticilerimize ve markalı ihracata destek verildiği takdirde ambalajlı ürün ihracatımız artacak kazanan Türkiye olacak.”
Gürle: “Kekik ve defnede dünya lideriyiz”
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Fuat Gürle; “Türkiye’nin odundışı orman ürünlerinde defne ve kekik lokomotif ürün olurken, bu iki üründe ihracatta dünya lideriyiz. Bu iki üründe ve pek çok odundışı orman ürünleri ihracatını Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliğimiz domine ediyor. Dünya genelinde tuzdan kaçış ve baharatlara bir yöneliş var. Tüketiciler sağlıklı gıdalara yöneliyor, üreticilerimiz tüketici ülkelerin beklentilerine göre üretim yaptıkları takdirde kekikte kısa vadede 25 bin ton, orta vadede 40 bin ton kekik üretebilir ve ihracat yapabiliriz. Bu amaçla kekik üreten çiftçilerimize yönelik her yıl düzenli eğitimler yapıyoruz ve kekik üretiminde önem vermeleri gereken hususları paylaşıyoruz”
Dünya Çiftçiler Günü Bilgi Notu
Türkiye genelinde 2022 yılında toplam bitkisel üretimimiz 128 milyon ton ve tarım alanımız ise 24 milyon ha’dır (TUİK).
Türkiye üretiminde dünyada birinci olduğu fındık, kiraz, incir ve kayısının yanı sıra ayva, haşhaş tohumu, kavun ve karpuzda ikinci; mercimek, antepfıstığı, kestane, vişne ve hıyarda üçüncü; ceviz, zeytin, elma, domates, patlıcan, ıspanak ve biberde ise dördüncü sırada bulunuyor.
Tarım sektörünün ülke ekonomisi içerisindeki yeri, tarımın genel ekonomi içerisinde yaratmış olduğu katma değer ile ölçülmektedir. Sektördeki faaliyetler, bir taraftan ülkenin gıda ihtiyacını karşılarken, diğer taraftan nüfusun önemli bir kısmına istihdam alanı oluşturarak ekonomiye katkıda bulunmaktadır. Ekonomik anlamda sadece tarımsal üretim bakımından ülkemizde GSYİH’nın %6’sını oluşturması ve işgücünün %16’sını istihdam etmesi sebebiyle tarım sektörü ülke ekonomisinin en önemli sektörlerinden birisidir. Türkiye, toplam ihracatın %10’undan fazlasını oluşturan net bir tarım ürünleri ihracatçısıdır ve dünya pazarlarına erişimi sektör için çok önemli bir konudur.
Küçük ölçekli ve geçimlik çiftliklerin baskın olması, çok küçük parçalı arazi yapısı vb. çeşitli yapısal darboğazlara rağmen, Türkiye fındık, kuru meyveler ve bazı taze meyve-sebzelerin önemli tarımsal ihracatçıları arasında yer alırken; başlıca ihracat noktaları arasında Avrupa Birliği, Rusya Federasyonu, ABD ve Irak gibi ülkeler yer almaktadır (OECD, 2019).
Organik Tarım Araştırma Enstitüsü (FIBL) ve Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFOAM) tarafından hazırlanan organik tarım istatistiklerine göre, dünyada organik tarıma en çok toprak ayıran ülke Arjantin. Türkiye bu listede Arjantin, Avusturya, Fransa ve Çin’in ardından 26. sırada yer alıyor. 2021 yılı Organik bitkisel üretim toplamda 1 milyon 101 bin ton ve üretim alanımız ise 243 bin ha’dır. Organik ürünlerin 43 bin tonu İzmir’de, 133 bin tonu ise Manisa’da, 149 bin tonu ise Aydın’da üretilmektedir (Tarım ve Orman Bakanlığı, 2022).
Tarım sektörü, gıda maddeleri tüketim mallarının en önemli bölümünü oluşturduğundan ve sanayi malları için hammadde özelliği taşıdığından kalkınmada ayrı bir öneme sahiptir. Türkiye’nin coğrafi konumu, iklim ve bitki çeşitliliği gibi konular bakımından tarıma elverişli bir ülke olması ekonomik büyüme ve kalkınma sürecinde tarım sektöründen azami ölçüde faydalanmasını gerekli kılmaktadır.
Hızlı nüfus artışı karşısında gıda kaynaklarının azalması, tarımın önemini kuşkusuz daha da artırmaktadır. Sürdürülebilirlik ve Gıda Güvenliği ilkesi çerçevesinde, bireylerin dengeli ve yeterli beslenmeleri konusu ülkelerin temel önceliğini oluşturmasının yanında tarımın geliştirilmesi konusunu da ön plana çıkarmaktadır.
Her geçen gün artan tüketici bilinciyle birlikte, hem Türkiye’de hem de dünyada özellikle korona virüsün etkisi tarımsal üretim ve gıdanın önemini bir kez daha öne çıkarmıştır. Kendine yeterlilik, yerel üretim ve tüketim, çiftçiliğin ve tarımsal faaliyetlerin desteklenmesi öncelik haline gelmiştir.
Kendi başına üreten, refah ve huzurlu bir toplum için sabır, samimiyet ve emeği harmanlayan insanoğlunun en kadim mesleği olan çiftçiliğin ve çiftçilerimizin 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününü kutlarız.
POST A COMMENT.