Portekiz’in Viseu kentinde düzenlenen törenle, ‘World Cheese Awards’ (Dünya Peynir Ödülleri) sahiplerini buldu. İngiltere merkezli Guild of Fine Food tarafından yürütülen etkinlik, her yıl farklı bir ülkede düzenleniyor.
Uluslararası 240 uzmanın yer aldığı jüri, 40 ülkeden 4 bin 786 peynir çeşidini her yıl olduğu gibi ‘kör tadım’la değerlendirdi. Peynirler, ‘görsellik, gövde ve doku, aroma, lezzet ve ağızda bıraktığı his’ olarak dört farklı kategoride puanlandı. Tadımlar arasında damak temizlemek için dilimlenmiş elma yenildi.
Zirvede, Portekiz’in üretilen bir yumuşak ve tereyağlı koyun sütü peyniri olan ‘Queijo de Ovelha Amanteigado’ yer aldı. Jüri üyeleri peyniri, “Oldukça dengeli… tutku dolu. Protein ve yağın muhteşem bir uyumu” sözleriyle tanımladı.
İkinci sırada, İsviçre’nin geleneksel krem peynir çeşitlerinden biri olan ve inek sütünden yapılan ‘Tea Fondada’ yer aldı. Üçüncü sırada ise yine İsviçre’den, Alplere özel kremalı bir inek sütü peyniri ‘Alpenhorn Mifroma’ geldi. Dördüncü sıradaki İspanya üretimi ‘La Cava Barus García-Baquero’ ise koyun sütünden yapılan, meyve aromaları ve karamelize izler barındıran bir Akdeniz peyniri.
Beşinci sıradaki ABD yapımı ‘Bayley Hazen Blue’ ise çiğ inek sütünden yapılan, anason ve otsu lezzetlerin bulunduğu yoğun bir peynir çeşidi. İlk 15 sıradaki diğer peynirler sırasıyla şöyle: ‘Pecorino Bislacco al Rum e Tabacco’ (İtalya), ‘Blugins’ (İtalya), ‘Creamy Lion Cheese’ (İsviçre), ‘Passionata’ (Brezilya), ‘Godbiten’ (Norveç), Alte Hexe (İsviçre), ‘Valleclaro’ (İspanya), ‘Baldauf 1862 Meisterstück Alpkäse’ (Almanya), ‘Tatie’ (İtalya).
Öte yandan etkinliğe İngiliz peynirleri katılamadı. ‘Brexit’ sonrası gümrük kontrolleri nedeniyle İngiltere’den gönderilen 252 peynirin gümrükten geçemediği ortaya çıktı. Geçen yıl yarışmayı Norveç’teki Gangstad Gårdsysteri kreması tarafından yapılan kremsi yarı katı mavi eski inek sütü peyniri Nidelven Blå kazanmıştı.
Nasıl?
Kısa sürede bozulan sütün ömrünü ve kullanım süresini uzatmak için ortaya çıkan peynir, bugün sofraların vazgeçilmezlerinden. Peynirin icadı, çiftçiliğin daha soğuk iklimlere yayılmasına da ön ayak oldu.Eski dönemlerde mahzenlerde saklanan peynirlerin 10 derece ısıdaki bir ortamda muhafaza edilmesi tavsiye ediliyor. Buzdolabı ısısı ise 5 derece. Bu nedenle, tüketmeye başlamadan 1 saat önce peyniri oda sıcaklığına almak öneriliyor.
Üstelik peynirin sofradaki yeri kahvaltıyla sınırlı değil. İçki endüstrisinin gelişmesiyle, özellikle şarabın yanında servis edilmesi bir ritüele dönüşen peynir, Türkiye özelinde bakıldığında yemeklerde de sıklıkla kullanılıyor. Dünyanın en popüler peynirleri ise Cheddar, Mozzarella, Brie, Parmesan, Stilton, Feta, Camembert, Ricotta, Gouda ve Roquefort olarak sıralanıyor. Dünya çapında yılda 24 milyon ton peynir üretilirken ABD, yıllık 5.5 milyonla en büyük peynir üreticisi.
Türkiye nerede?
Türkiye’de 193 kayıtlı peynir çeşidi olmasına rağmen 250’yi aşkın peynir türünün var olduğu tahmin ediliyor. Bu peynirlerin 31 tanesi coğrafi işaretli. Sadece Balıkesir’de 50’yi aşkın peynir çeşidi bulunuyor. Kars ve Kırklareli de Türkiye’deki peynir üretiminin ve çeşitliliğinin merkezlerinden. Ezine peyniri, Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili alan ilk Türk peyniri.
Yemek tarihçisi Artun Ünsal’a göre, bu topraklarda ‘peynirlerin şahı’ mihaliç peyniri. Yazar Refika Birgül ise dil peyniri için “Eğer bu peynire mozzarellaya gösterilen hürmetin onda biri gösterilseydi uçardı” görüşünde.
Akdeniz Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Beysun Güneri, Türkiye’de peynirin kahvaltı kültürüne sıkıştığını ancak dünyanın genelinde peynir tüketiminin bir aperatif öğün ve birçok yemeğin bileşeni olarak yaşama dahil olduğunu düşünüyor.
Gurme yazar Mehmet Yaşin, favori peynirinin Çorum Kargı’da üretilen tulum peyniri olduğunu söylüyor.
Peki Türkiye’de üretilen peynirler neden Avrupa’daki raflarda yer almıyor?
Yemek kültürü yazarı Sıla Uçan’a göre bunun nedeni, Türkiye’deki peynir çeşitlerinin raf ömürlerinin uzun olmaması. Uçan bu durumu şöyle örnekliyor: “Örneğin tatlıyla ya da hamurla bir ‘Ricotta’ ya da ‘Mascarpone’ kadar uyumlu olmaları gerekir.”
Türkiye’de üretilip de dünyaya açılmaya en yakın peynirin Kars gravyeri olduğuna inanılıyor. Kars gravyerinin yapımı, İsviçreli bir peynir üreticisinin Kars’ı ziyareti sırasında Boğatepe köyünü peynir üretimine uygun bulmasıyla ortaya çıkıyor. O dönemde, Rusya’nın peynir ihtiyacının büyük bölümü buradan sağlanıyor. (Kaynak: Kapsül)
POST A COMMENT.