Adnan Ateş’in yorum ve analizi:
Diyarbakır’ın en büyük potansiyellerinden biri olan fuarcılık, ne yazık ki bu yıl da beklentilerin çok altında kaldı. Beklentiden kastım ticari etkileşim. Yerel ziyaretçi sayısı olarak son 2 gün oldukça fazlaydı hatta rekor seviyelerde oldu diyebilirim. Fuar’ın açılışının kırmızı kurdele yerine metrelerce uzunlukta ‘Diyarbakır Örgülü Peynir’ ile onlarca kişi tarafından makas ile peynirin kesilmesiyle yapılması harika bir fikir idi. Oldukça yaratıcı bir icraat. Onur konuğu komşu il Mardin maalesef katılım sağlayamadı. Diyarbakır kenti bölgede ki pozisyonunda dolayı her zaman komşu şehirlere gereken desteği vermekte yine tereddüt etmedi. Batman Üniversitesi öğrencilerine sunumlarından dolayı plaketler ve ödüller verildi. Dicle Üniversitesi ve DTO (Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası)’nun ortaklaşa düzenledikleri Çalıştay ‘Buğday’ teması ile gerçekleştirildi. Çalıştay’ın oturum Başkanlığını da Doç. Dr. Çağdaş Ertaş yaptı. Buğdayın ilk ehlileştirildiği ve yerleşik tarıma ilk geçişin yapıldığı Diyarbakır coğrafyasında (Ergani/Hilar Köyü) bu çalıştayın yapılması oldukça önemliydi.
- Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarı, şehrimizin zengin lezzetlerini ve potansiyelini sergilemek yerine, maalesef oldukça fazla eksiklikleri de gözler önüne serdi. Diyarbakır’ın gözde etkinliklerinden biri olan Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarı, bu yıl da önemli eksiklikler ile gündeme geldi. Şehrin zengin kültürünü ve lezzetlerini sergilemesi beklenen fuar, maalesef bu potansiyelini tam olarak ortaya koyamadı.
Dünya basını eksikliği
Fuar ve organizasyon eksikliklerini paylaşmadan önce dünya basınının fuara neden ilgi göstermediğinden bahsetmek istiyorum. Ve bu ilgisizliğin doğuracağı olumsuz sonuçlarından bahsedelim. Davet edilmesi gereken dünya basını davet edilmemişti. Dünya basının olmaması fuarın bir diğer eksikliklerinden biri oldu diyebiliriz. Hatta en önemli eksiklik diyebiliriz. Bu şehrin esnafının gelir düzeyi yüksek ve tüketim alışkanlıkları olan turiste ihtiyacı var. Ulusal basın politik yaklaşımlardan dolayı zaten ilgi göstermiyor. Fuar, ev sahibi kentin veya ülkenin ürünlerini, kültürünü ve turizm potansiyelini dünya genelinde tanıtabilecek önemli bir platformdur. Yabancı basının katılımı, bu tanıtımın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayarak, bölgenin marka bilinirliğini artırabilirdi. Uluslararası basının katılımı, yerel girişimci ve üreticilerin ürünlerini sunarken yabancı yatırımcıların dikkatini çekebilir ve bölgeye yatırım yapma konusunda teşvik edici olabilirdi. Fuar haberleri, potansiyel turistlerin ilgisini çekerek turizm gelirlerinin artmasına da katkı sağlayabilirdi.
Bir fuara dünya basınının davet edilmemesi, hem fuarın kendisi hem de ev sahibi şehir/ülke için birçok fırsatın kaçırılmasına neden oluyor. Bu durum, uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabilir ve bölgenin gelişimi için bir engel oluşturabilir.
Dubai’nin haberinin olmadığı çikolata ‘Dubai Çikolatası’
Fuarın en büyük sorunu, şüphesiz ki kurumsal bir yapıdan yoksun olmasıydı. Yerel satıcıların ağırlıklı olduğu fuarda, Diyarbakır’ın gururu olan, dünyaya ihraç edilen markalı ürünler neredeyse yoktu. Tek bir örnek vermem gerekiyorsa Diyarbakır’dan Afrika’ya hatta Venezuella’ya çikolata ihraç ediyoruz ama fuarda yerel satıcılar adına ‘Dubai Çikolatası’ denilen ama Dubai’nin de haberinin olmadığı çikolatayı satmak için adeta yarışıyorlardır. Maalesef bu durum, fuarın sadece bir semt pazarı gibi algılanmasına neden oldu.
Valilik ve Büyükşehir koordinasyonu
Valilik ve Büyükşehir Belediyesi arasındaki koordinasyon eksikliği de fuarı olumsuz etkileyen bir diğer faktördü. Fuarın açılışına Büyükşehir Belediyesi’nin tam kadro ile hazır olmalarına karşın, Valinin açılışa katılmaması, bu eksikliğin en bariz göstergesi oldu. Diyarbakır’ın yıllardır süregelen bu koordinasyon sorunu, şehrin gelişimini engelliyor. Büyükşehir Belediyesi ve Valilik, kent sakinlerinin beklentilerini karşılamak yerine, kendi içlerine dönmüş durumda.
Fuarların asıl hedeflerinden bahsedecek olursak: Üreticilerin toptan mal alan alıcılar ile etkileşime girmesi, yerel lezzetleri markalaşmaya zorlamak ve bu markaların sunumunu yapmaktır. Markalaşmaya önem veren fuarlar, sadece ürünlerin sergilendiği statik ortamlar olmaktan çok daha fazlasıdır. Bunlar, markaların kendilerini ve ürünlerini potansiyel müşterilere en iyi şekilde tanıtabilecekleri dinamik platformlardır. Fuar organizatörleri, markanın hedef kitlesine uygun katılımcıları seçmelidir. Bu sayede ziyaretçiler, ilgi alanlarına yönelik ürün ve hizmetlerle karşılaşır ve marka ile daha güçlü bir bağ kurar. Fuarlar, iş ortaklıkları kurmak ve sektördeki diğer oyuncularla iletişim kurmak için mükemmel bir fırsattır. Bu nedenle, fuar organizatörleri, katılımcılar için networking etkinlikleri düzenleyebilir. Bu fuarda bu eksiklik oldukça fazla hissediliyordu.
Fuarın başarısı, katılımcı sayısı, satış rakamları ve sosyal medya etkileşimi gibi metriklerle ölçülmelidir. Bu veriler, gelecek fuarlar için daha etkili stratejiler geliştirmeye yardımcı olacaktır.
B2B toplantılarının olmaması
Yerel üreticiler ile potansiyel alıcılar arasında B2B toplantıları düzenlenerek, işbirliği fırsatları yaratılabilinirdi. B2B (Business to Business) toplantıları, işletmelerin birbirleriyle doğrudan iletişim kurarak iş birliği fırsatları aradığı etkinliklerdir. Özellikle fuarlar gibi büyük organizasyonlarda bu toplantılar, şirketler için önemli avantajlar sunar. Yeni müşteriler bulmak ve mevcut müşteri ilişkilerini güçlendirmek için ideal bir platformdur. Yeni tedarikçiler bulmak veya mevcut tedarikçilerle ilişkileri geliştirmek için fırsat sunar. Ürün veya hizmetlerin yeni pazarlara ulaşması için distribütörlük anlaşmaları da yapılabilinirdi.
B2B toplantıları, fuarların en önemli faydalarından biridir. Şirketlerin büyümesi, gelişimi ve sektördeki konumlarını güçlendirmeleri için önemli bir araçtır. Bu nedenle, fuarlara katılan şirketlerin B2B toplantılarını etkin bir şekilde planlamaları ve yönetmeleri büyük önem taşımaktadır.
Fuar merkezindeki altyapı sorunları da cabası. Peyzaj düzensizlikleri, yetersiz otopark, temiz olmayan tuvaletler ve engellilere yönelik hizmetlerin olmaması, ziyaretçilerin büyük rahatsızlık duymasına neden oldu. Güvenlik önlemlerinin yetersizliği ise, fuarın güvenilirliğini zedeledi. Oldukça geniş otopark alanında güvenlik personelleri neredeyse hiç yoktu.
Yapılması gereken aciller listesi
Diyarbakır gibi tarihi ve kültürel zenginliklere sahip bir şehrin, bu kadar iddiasız bir fuarla temsil edilmesi kabul edilemez. Bu durum, şehrin potansiyelini küçümsemek anlamına geliyor.
Diyarbakır merkezli bir fuar için yapmamız gereken acilleri sıralayacak olursak:
- Fuarları, şehrin tanıtımına katkı sağlayacak şekilde organize edelim.
- Kurumları artık yan yana görelim.
- Yerel üreticileri desteklerken, aynı zamanda büyük markaları da fuara çekelim.
- Kurumlar arası işbirliğini güçlendirerek, daha etkin sonuçlar alalım.
- Fuar merkezini, modern ve çağdaş bir hale getirelim.
Diyarbakır’ın hak ettiği değeri görmesi için, bu eksiklikleri gidermek ve daha iyiye ulaşmak için hep birlikte çalışmalıyız. Aksi takdirde, bu tür fuarlar sadece zaman ve kaynak israfı olacaktır.
Diyarbakır daha fazlasını hak ediyor
Diyarbakır Fuarı’nın potansiyelini gerçekleştirebilmesi için, tüm paydaşların iş birliği içinde çalışması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, başarılı bir fuar, sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda şehrin tanıtımı, ekonomik gelişimi ve sosyal hayatına önemli katkılar sağlayan bir platformdur.
Diyarbakır, daha fazlasını hak ediyor. Çünkü bu güzel kent, zengin tarihi ve kültürel dokusuyla, daha büyük ve daha başarılı fuarlara ev sahipliği yapma potansiyeline sahip.
POST A COMMENT.