“Bitcoin bir para mıdır, yoksa bir meta, mal mıdır? Ya da bir gayri maddi hak mıdır?”
1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu’na ile ilgili 32 sayılı kararın 2’nci maddesinde ‘banknot şeklindeki bütün yabancı ülkeler paraları’ efektif, ‘efektif dâhil yabancı parayla ödemeyi sağ- layan her tür hesap, belge ve vasıtalar’ ise döviz (kambiyo) olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede ‘sermaye ve para piyasalarında işlem gören her türlü Türk ve yabancı menkul kıymetleri’ ‘menkul kıymet’; ‘her tür ve şekilde altın, gümüş, platin ve paladyum’, ‘kıymetli maden’, ‘kıymetli madenler veya kıymetli taşlardan yapılmış ya da bunları içeren eşyalar’ ise ‘kıymetli eşya’ olarak tanımlanmış. Bitcoin herhangi bir ülkeye ait olmadığı için döviz veya efektif tanımına girmiyor. Sermaye Piyasası Kanunu’nun 3’üncü maddesinde para, çek, poliçe ve bono gibi kıymetler, menkul kıymet tanımı kapsamına alınmış değil. Aynı maddedeki ‘sermaye piyasası araçları’ tanımı ise ‘menkul kıymetler ve türev araçlar ile yatırım sözleşmeleri dahil olmak üzere kurulca bu kapsamda olduğu belirlenen diğer sermaye piyasası araçlarını’ ifade etmekte. Bu çerçevede, SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) Bitcoin’i ‘diğer sermaye piyasası araçları’ kapsamına dâhil etme yetkisine sahip. Bu durumda, Bitcoin’in Türkiye mali mevzuatı çerçevesinde para, kripto para, döviz, kıymetli eşya ya da kıymetli maden olarak tanımlayabilmiş değiliz.
Nasıl gelir elde edilir?
Bitcoin ve benzeri şifreli elektronik uygulamaların arkasında herhangi bir merkez bankası bulunmamaktadır. Bitcoin’in herhangi bir şirket, kurum ve devletle ilişkisinin olmaması Bitcoini olası bütün etkilerden korumakta, piyasa harici bütün müdahalelere kapalı hale getirmektedir. 21 milyon adetle sınırlanan Bitcoin’in fiyatı tamamen arz-talebe göre şekillenmektedir. Dolayısıyla fiyat belirsizliğinin ya da değer aralığının çok yüksek olduğu yönündeki eleştirilerin haklılık payı vardır.
Bununla birlikte, Bitcoin işlemleri yüzlerce milyar dolarlık işlem hacimlerine ulaşmıştır. Bu işlem hacmi, Bitcoin ticaretinden elde edilen gelir düzeyine de işaret etmektedir. Bu manada, Bitcoin üzerinden gelir elde edilmesinin birinci yolu al-sat şeklinde özetlenebilecek ticari işlemlerdir. Bitcoin üzerinden gelir elde etmenin diğer bir yolu, Bitcoin madenciliğidir. Bu yöntem ise sisteme yeni Bitcoin arz etmenin, hileli işlemleri engellemenin, olmayan Bitcoinleri harcatmamanın yolu olup madencilerin Bitcoin işlemlerindeki işlem masrafından daha fazla gelir elde etmesini sağlamaktadır.
Bitcoin gelirlerinin vergisel durumu
Bitcoin gelirlerini kurumların elde etmesi söz konusu olduğunda sonuca ulaşmak kolay. Çünkü kurumların elde ettikleri her tür kazanç kurumlar vergisine tabi. İster para olarak kabul edilsin, isterse kıymetli eşya ya da meta. Her durumda Bitcoin üzerinden elde edilecek her türlü gelir, kurumlar vergisine tabi olacaktır. Ancak Bitcoin kazancını elde eden ‘gerçek kişi’ olduğunda durum karmaşık bir hal almakta. Çünkü Gelir Vergisi Kanununda gelir unsurları tek tek sayılmış. Buna göre, vergileme için gelirin kanunda sayılan yedi adet gelir unsurundan birinin kapsamına girmesi şart. Diğer taraftan GVK (Gelir Vergisi Kanunu)’na göre bir ödeme aracı olan paranın (ister yerli ister yabancı olsun) değer artışlarından doğan kazançlar vergiye tabi değil.
GVK çerçevesinde Bitcoin gelirlerini vergilemeye yönelik olarak iki tez ileri sürülebilir. Birincisi, GVK’nın 70’inci maddesinde gayrimenkul sermaye iradı tanımlanıyor. Her ne kadar bu madde kapsamında ki tanımlar dijital dönemin mal, hak ve hizmetlerini kavramaktan uzak olsa da bu maddenin 5’inci bendindeki ‘…sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar…’ tanımının Bitcoin için kullanılması mümkün olabilir. Çünkü Bitcoin işleyişine bakıldığında gizli bir formül olarak arz ediliyor. Yani formül veya kriptolar ancak Bitcoin arayanlarca çözüldüğünde Bitcoin arzı artıyor. Bu durumda Bitcoin alım-satım kazançları Gelir Vergisi Kanunu ’nun mükerrer 80’inci maddesinin 5’inci bendi kapsamında değer artışı kazancı olarak gelir vergisi kapsamına girebilecektir. Diğer yaklaşımsa, GVK’nın geçici 67’nci maddesindeki düzenleme. Buna göre, “diğer sermaye piyasası araçları”nın elden çıkarılması ve elde tutulması sürecinde elde edilen gelirler (kesinti yoluyla) gelir vergisine tabi olacaktır. Ancak bu yaklaşımın geçerlilik kazanması için SPK’nın yetkisini kullanıp Bitcoin için ‘diğer sermaye piyasası aracı’ şeklinde tanımlandırma yapması gerekmekte.
Sonuç
Türk mali mevzuatına göre, Bitcoin tam olarak tanımlayamamış olsak da kurumların elde edeceği Bitcoin gelirlerinin tamamının kurumlar vergisine tabi olduğu net. Gelir vergisi açısındansa Bitcoin alım-satımından elde edilen kazancın vergilendirilmesi ‘diğer sermaye piyasası aracı’ veya ‘gayri maddi hak olması’ tanımlamaları ile mümkün olabilir. Bu manada, SPK yetkisinin kullanıp Bitcoin için ‘diğer sermaye piyasası aracı’ adlandırmasını yaparsa elde edilen kazançlar GKV geçici 67’nci maddesi kapsamında vergiye tabi tutulacak. Diğer taraftan Bitcoin alım-satımının süreklilik arz etmesi halinde, elde edilen kazanç gerçek kişiler açısından da ticari kazanç niteliğinde olacaktır. Bu durumda, hem değer artışları hem de alım-satım karları gelir vergisinin kapsamına girecektir. Ayrıca Bitcoin emtia olarak kabul edilmesi varsayımıyla söz konusu işlemlerin Katma Değer Vergisine de tabi olacağı sonucuna ulaşılır.
Kaynakça:
Vergi Aktüel Dergisi, Sayı 11, Şubat 2018 – (Erişim: 13.02.2018)
Foto: qz.com
POST A COMMENT.