Son iki yılda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’ne imar değişikliğiyle alakalı 3 bin 549 tane dosya geldi. Depremle ilgili ise sadece 15 dosya incelendi.
İstanbul’un inşaat ve müteahhit lobisi tarafından işgali İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’ne gelen dosyalarla tescillendi. 2014-2016 yılları arasında İBB Meclisi’ne 4 bin 703 dosya geldi. Bu dosyaların 3 bin 549 tanesi imarla ilgili oldu ve İmar ve Bayındırlık Komisyonu’na havale edildi.
Dosyaların birçoğu lüks konut ve AVM’ler için istenen parsel bazlı plan değişikliklerini kapsadı.Şehir için en önemli konu olan depremle ilgili ise bu dönemde sadece 15 dosya geldi. 2009-2014 yılları arasında Meclis’e gelen 13 bin 449 dosyanın 12 bin 438 tanesi yine imarla ilgili oldu.
Kişiye özel parsel parsel değişiklik yapılıyor
Gelen dosyaların önemli bir kısmının imarla ilgili olmasının düşündürücü olduğunu belirten İBB Meclis üyesi Hüseyin Sağ, “Bu şu anlama geliyor. Şehirde hiç planlama yapılmamış ya da yapılmak istenmiyor. 2009’da bu tip değişiklikler olmasın diye 1/100000 plan hazırlandı. Fakat her yıl değişiklik yapıldı, delikler açıldı. Kişi ya da şirkete özel parsel parsel değişikliklerle delindi. İlçe belediyelerde de dik durmuyor.Bu zihniyetle İstanbul’un düzelmesi asla mümkün değil.” dedi.
‘Yükek binalar yetmedi,8-10 kat yerin altına indik’
Gökdelenler, rezidanzlar yapılırken kentin alt yapısını hangi duruma getirir sorusunun işlenmediğini söyleyen İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı Cemal Gökçe, bölgenin alt yapısının bunları kaldırmayacağını ifade etti. Gökçe böyle bir durumda oksijen yerine karbonmonoksit solunacağını da belirtti.
Alt yapı ve ulaşım sorunları arttığını belirten Gökçe, insanların düne göre yollarda daha fazla zaman harcadığını belirtti ve ekledi; “İstanbul’un havası kirlendi, Isı adaları oluştu. Üstü yetmediği gibi yer altında da yapılaşma arttı. Yüksek binaların 8-10 kat altına inildi. Yapılmış olan bodrumlar toprağın dranaj sistemini bozuyor. Su baskınları, sel oluşmaya başladı. Deprem riskinin yanında yeni afetler oluşucacak. İleride bunları yapanların torunları bu binaları yıkacak.” uyarısında bulunuyor.
‘Ormanlar da gidince İstanbul’a ‘güle güle’ diyeceğiz’
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi ve ulaştırma uzmanı Doç. Dr. Murat Ergün göre, yol ve ulaşım ağı olmadan ranta açık bölgelerde yüzlerce proje yapıldı. Sonuç olarak İstanbul bitti. Ergün, “Ana yollardaki devasa binalar trafiği iyice kilitledi. İstanbul’da trafikte yoğunluğu yüzde 90’lara ulaştı. Bin kişiye 150-200 arası araba düşüyor. Önümüzdeki dönemde bu bin kişiye 500’e kadar çıkabilir. Bu kaos demektir.” ifadesini kullanıyor.
Şehirde kamulaştırma maliyetlerinin çok yüksek olduğu için yeni yol yapılamadığını anlatan Ergün, “Onun için ormanları yok ederek yeni yol yapmaya çalışılıyor. Fakat 3. köprü ve bağlantı yolları İstanbul’a trafikte bir rahatlama getirmeyecek. Sadece İstanbul’un su kaynakları ile oksijen depolarını yok edecek. Ormanlar gidince İstanbul’a güle güle diyeceğiz.” diyor.
Ergün çözüm olarak şunları söylüyor: “İstanbul’da yapılaşma durmalı, metro alt yapısı güçlendirilmeli.” Yeni Hayat
POST A COMMENT.