Blockchain & Kripto Para’da ‘bekle gör’ yapanların kaçınılmaz sonu: Geri kalmak & Tüketici olmak
Adnan Ateş’in yazısı;
2008 krizinden sonra dünyanın finansal açıdan bir çözüme ihtiyacının olduğunu düşünen kişi veya kişiler, Blockchain adını verdikleri bir veri ağı üzerinden Crypto Money (Kripto Para) üreterek finansal tekelleşmeye karşı bireylere finansal güç ve özgürlük veren bir sistemi hediye ettiler.
Warren Buffet’in ; Blockchain, 21. yy.’da keşfedilmiş bir 22. yy. teknolojisidir
3 Ocak 2009 itibarı (Bitcoin’in doğum tarihi) ile bu sistemi fark eden kişiler gelinen noktada kısmende olsa finansal açıdan güç sahibi oldular. Kimisi Kripto paraları erken alıp sermayesini binlerce kat büyüttü, kimisi de bununla kalmayıp Blockchain üzerinden Kripto Para geliştirerek yeni para birimi/leri oluşturdular. 3 Ocak 2009 itibarı ile dünyada bireyler, devletler ve şirketler arasından sessiz ve gizli bir yarış başlamıştı. İlk başlarda kimsenin kimseden pek haberi yoktu. Olsa da herkes hummalı bir şekilde bu sektörden pay almak için çalışmalar yapıyordu. Dünya yavaş yavaş dijital, yıkıcılık etkisi tahmin edileninde üzerinde olan bir devrime ve dönüşüme doğru hızla ilerliyordu.
Bitcoin ve diğer Kripto Paraların üzerinde hareket ettiği Blockchain denilen veri ağı bu süreçte giderek kendisini yavaş yavaş hissettirmeye başladı. Yani Kripto üreticileri bir yandan para üretirlerken diğer yandan da Blockchain denilen yapının aslında paradan daha faydalı olabileceğini tesadüfen keşfettiler. Dünyada Blockchain tabanlı patenlerde artık oldu. ICO projeleri hızla artmaya başladı. Dünya internetin icadından sonra bambaşka bir teknoloji ile tanışıyordu artık. Güvenirliği ve gizliliği esas alan bu teknoloji üzerinden yüzlerce girişim hikayesi hayat buldu. Bir çok devlet bu gelişmeye kayıtsız kalamadı. Kim devletler açıktan kimi devletlerde gizlide gizliye sivil yapılar üzerinden pastadan pay kapma yarışına girdiler. Toplamda 21 milyon adet üretileceği söylenen Bitcoin 9 yıllık bir süreçte 18 milyon adet üretildi bile. Blockchain tabanlı projeler, başta sigorta ve finans olmak üzere lojistik, havacılık gibi sektörlerde hızla yayıldı. Hala da yayılmaya devam ediyor. Edward Witten’in dediği gibi; ‘Blockchain, 21. yy.’da keşfedilmiş bir 22. yy. teknolojisidir’ Witten, bu tanımlamasıyla bahse konu olan bu teknolojiye dikkat çekmek istiyor. Blockchain teknolojisinden geri kalan devletler geri kalmakla kalmayıp diğer devletlere tüketici olmaktan başka bir seçenekleri kalmayacak gibi görünüyor.
Dünyada tüm bunlar olurken Türkiye’de neler oluyordu? Türkiye’de bireylerin merakı ve konu hakkında aldığı yol devleti yüzlerce kilometre geride bırakmış durumda. Vatandaş devletin mevzuat geliştirmesini beklemeden yurt dışına parasını transfer edip Kripto Paralara sahip oldular. İlk başlarda Bitcoin’e yatırılan para daha sonra Ethereum başta olmak üzere diğer Kripto Paralara yatırıldı. Kağıt para ile dijital paralar alındı. Devlet hep mesafesini korudu. Korumakla kalınmadı bazı devlet yetkilileri bu paraların aslında ‘balon’ olduğunu bile söylediler. Dini bir kurum olan Diyanet Başkanlığı, bu paraların alış ve satışının ‘caiz olmadığını’na hükmetti. Fetvalar çıkardılar. SPK’dan Dr. Abdurrahman Çarkacıoğlu Aralık 2016’da kaleme alınan ‘Bitcoin’ konulu raporun tavsiye bölümünde devletin bu sektöre kayıtsız kalmaması gerektiğini hatırlatmasına rağmen uzun bir dönem devlet kayıtsız kalmaya devam etti.
Komşumuz İran kendi Kripto Parasını çıkarmakla meşgul. Venezuella kendi Kripto Parası olan ‘Petro’yu tedavüle sürdü. İsrail’de Elmas ile alınan para üretildi. Çin Kripto Paraların üretildiği dünyanın en büyük dijital/kripto madencilik tesislerinin devlet desteği desteklendiği ve teşvik edildiği bir ülke. Komşumuz Gürcistan’da Bitfury adında bir şirket Blockchain madencilik havuzunda yüzde 14’lük bir paya sahip. Tüm bunlar ve daha fazlası biz caiz midir değil midir tartışmasını yaşarken oluyor.
20 Eylül 2018 günü Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Proğramını açıkladı. Bu açıklamanın 17 sayfasında yer alan ‘Politik Tedbirler’ alt başlığının altında yer alan “Dijital dönüşüm teşvik edilerek yenilikçi projelerin finansmanı için Kitlesel Fonlama (Crowdfunding) ve IPO alternatifi olarak ICO (Initial Coin Offering) gibi modern ve yeni nesil finansman yöntemleri yaygınlaştırılacaktır.” açıklaması Türkiye’de sektörde iş modelleri geliştirmek isteyen girişimciler tarafından sevinçle karşılandı. 9 yıl aradan sonra devletin dikkatini çekebilen Kripto Sektör ve ICO yani kitlesel fonlama devlet tarafından alternatif politik tedbirlerden biri olarak tanımlanıyordu artık.
Çok geç olsa da Kripto yatırımcı ve girişimcileri sevindiren ve devletin artık bu sektör hakkında bir mevzuat geliştirmesini bekleyenler için sevindirici bir haber diyebiliriz. Bundan böyle devletin konu hakkında nasıl bir yol izleyeceğini bekleyip göreceğiz. Uzun bir bekle gör politikasının ardından sektörü mercek altına almaya karar vermek geçte olsa iyi bir adım olarak yorumlamakta fayda var. Ancak daha fazla geciktirilmesi ilerleyen yıllarda acı tecrübeler yaşamamıza neden olabilir. Bize lazım olan Blockchain tabanlı iş modelleri, uygulamalar, web projeleridir.
*Blockchain: Blockchain’i kısaca şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir dağıtık veri tabanı olarak tanımlayabiliriz. Adından da anlaşılacağı gibi zincirleme bir modelle inşa edilen, takip edilebilen ama kırılamayan Blockchain teknolojisi, bir merkeze bağlı olmaksızın işlem yapmaya izin veriyor.
Ekovizyon Dergi/ekovizyon.com.tr
Bu haber ilginizi çekebilir: Bitcoin neden çökmeyecek?
POST A COMMENT.