Ekonomik kriz ve siyasi gerginliğe rağmen Ruslar projeyi iptal etmiyor. Anlaşmadan vazgeçecek tarafın, bugün için 3 milyar dolar ödemesi gerekiyor.
Ucu açık anlaşma Rus tarafının elini güçlü kılıyor. Ekonomik kriz ve siyasi gerginliğe rağmen Ruslar projeyi iptal etmiyor. Anlaşmadan vazgeçecek tarafın, bugün için 3 milyar dolar ödemesi gerekiyor.
Türkiye ile Rusya arasında, siyasi ve ticari ilişkilerin en iyi olduğu dönemde Mersin Akkuyu nükleer santral anlaşması imzalandı. Ancak iki ülke arasında Suriye nedeniyle patlak veren siyasi kriz, ticari ilişkilere de yansıdı.
Tarımdan turizme Türkiye’ye karşı geniş müeyyide uygulayan Ruslar, Akkuyu gibi stratejik ve son derece maliyetli bir projede sessiz kalmayı tercih etti. Sessizliğin nedeni yeni ortaya çıktı. Anlaşmaya, santralin ve başvuru süreçlerinin bitiş tarihi için bir süre ve müeyyide konmamış. Bugüne kadar anlaşmanın içinde gizlenen bu ayrıntı, ekonomik kriz yaşayan Rusları rahatlatırken Türkiye’nin elini kolunu bağlıyor.
Enerji Yönetimi kaynakları da yaşanan zorluğa dikkat çekiyor: Anlaşmada ‘onaylar alındıktan sonra inşaat 7 yılda biter’ deniyor. Ama, onaylar için bir süre şartı yok. Veya, santralin bitiş tarihi yok.
Bu nedenle Enerji Bakanlığı Nükleer Dairesi de son raporunda, Çevre Bakanlığı’ndan ÇED raporu alırken Rusların ilk ünite için bildirdiği 2019 yılı bitiş tarihini 2022 olarak revize etti. Oysa, stratejik düşünülmüş ve uluslararası ilişkilerde karşılıklı kazanç kuralı dikkate alınsaydı, Türkiye santral inşaatında geciken Ruslara karşı müeyyide uyguluyor olacaktı.
Anlaşma imzalanalı 6 yıl oldu inşaat başlamadı
Nükleer santral kurmak, Türkiye’nin yaklaşık 60 yıldır gündeminde olan bir konu. Bu konuda ilk somut adım, Mersin-Akkuyu nükleer santrali için Rusya ile Mayıs 2010’da yapılan anlaşma ile atıldı.
Ruslar’ın inşa edeceği santral 4800 MW toplam kurulu gücünde VVER 1200 tipi 4 reaktörden oluşuyor. Santralin inşası için Ruslar Aralık 2010’da Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş. adı ile Proje Şirketi kurdu. Şirket yüzde yüz Rus sermayeli olup hissesinin yüzde 49’luk bölümünü satma hakkına sahip.
Anlaşma kapsamında Akkuyu sahası 2011 yılında Proje Şirketi’ne tahsis edilmiş ve proje şirketi de 2011 yılında gerekli başvuruları yaptı. Projenin toplam maliyeti 25 milyar doları buluyor. Ancak anlaşmadan bu yana 6 yıl geçmesine rağmen henüz inşaata başlanamadı. Taraflar, anlaşmayla ilgili sorunları kendi aralarında çözemezlerse, Uluslararası Tahkim Mahkemesi devreye giriyor.
Başladıktan sonra 7 yıl
Türkiye ilk nükleer santralini kuracak ancak yavaş davranan Ruslara karşı bir müeyyide uygulayamıyor. İki ülke arasında yapılan anlaşmada Rus Tarafı için ‘Proje Şirketi’nin anlaşmanın yürürlüğe giriş tarihinden itibaren bir yıl içinde, NGS inşasının başlaması için gerekli tüm belgeler, izinler, lisanslar, rızalar ve onayları almak için gerektiği şekilde başvurması’ şartına yer veriliyor. Onayların alınmasından sonrada ilk ünitenin yedi yıl içinde ve sonraki ünitelerinde birer yıl arayla devreye alınması zorunlu.
Eğer Proje Şirketi, belirtilen sürede gerekli belge, izin ve lisanslar almak için başvuruda bulunmaz ise Türk tarafı herhangi bir yükümlülüğe girmeden anlaşmayı feshetme hakkına sahip. İşin karmaşıklığı da buradan başlıyor. Ruslar belirtilen tarihte başvuruları yaptı. Ancak, başvuru süreçlerinin sonuçlanması için süre ve uygulanacak müeyyideler anlaşmaya konmamış.
Bu derece stratejik yatırım için Türkiye’nin yapabileceği tek şey, Rusları ikili görüşmelerle ikna etmek. Ya da, anlaşmayı feshetmek. Tarafların açıklamalarına göre bugüne kadar Akkuyu’da yapılan toplam yatırım maliyeti 3 milyar doları buldu. Anlaşmadan vazgeçen tarafın bu parayı ödeme riskini göze alması gerekiyor. Çünkü daha geçen hafta Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Bulgaristan’ı 550 milyon Euro tazminat ödemeye mahkum etti. Nedeni, Ruslar’la anlaştıkları nükleer santral projesini iptal etmeleri.
İsmail Altunsoy/Yeni Hayat
POST A COMMENT.