Hukuk tarihinde eşine az rastlanır kararla Ali Ağaoğlu’nun 3 milyarlık projesinin önü açıldı.
Abdullah Kılıç’ın yazısından alıntı
Danıştay 6. İdare, hem İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nin projeyi iptal kararını, hem daha önce kendi verdiği ‘onama’ kararını yok saydı!
Hukuk tarihinde eşine az rastlanır bu kararla Ali Ağaoğlu’nun 3 milyarlık projesinin önü açıldı.
Konunun ayrıntılarını dün yazmıştım.
Şimdi herkesin merak ettiği asıl soruya geçelim…
Bundan sonra ne olacak?
2013’ten beri yaşanan hukuki süreç sil baştan başlayacak. Dosya yeniden görülecek…
Danıştay kararı geçtiğimiz günlerde İstanbul 8. İdare Mahkemesi’ne ulaştı.
İdare mahkemesi, konuyu yeniden görüşüp karara bağlayacak.
Ama önce Danıştay’ın ‘yok sayma’ gerekçesinde eksik bulduğu ‘bilirkişi raporu’ oluşturulacak.
Gerçi hem Bakırköy Belediyesi hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi projeyi reddettiği için, bilirkişi raporu neye göre talep edilecek, orası muamma!
Bu arada davacı taraf olan Bakırköy Belediyesi’ne karar dün tebliğ edildi.
Bakırköy Belediyesi, hukuki mücadeleyi sürdürecek.
Ama…
‘Atı alanın Üsküdar’ı geçmesi’ de mümkün!
Nasıl mı?
Bilirkişi raporları, savunmalar derken idare mahkemesinin karar vermesi en az beş ayı bulur…
Ali Ağaoğlu, mahkemenin kararını beklemeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2013’te verdiği ‘özel izin’le hemen inşaata başlayabilir.
Zaten kendisi de geçtiğimiz hafta projenin lansman toplantısını yaptı ve satışlara başladı bile…
“Ne olur ne olmaz, ne yapsam yanıma kârdır!” anlayışıyla Ağaoğlu’nun kısa sürede gökdelenleri dikeceğinden adım kadar eminim!
Mahkeme kararı kendi aleyhine çıksa bile, artık dönüşü olmayacaktır…
Geriye tek bir seçenek kalıyor!
Bakırköy Belediyesi’nin “İnşaatın devam etmesi halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ihtimalini engellemek” teziyle yürütmeyi durdurmak için mahkemeye başvurması…
Çok zayıf bir ihtimal de olsa mahkeme yürütmeyi durdurabilir.
Dün görüştüğüm Bakırköy Belediyesi yetkilileri bu yola başvuracaklarını, projeyi yaptırmamak için sonuna kadar hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini söylüyor.
Ama doğrusu benim bundan da pek ümidim yok!
Bir mahkeme ‘yürütmeyi durdursa’ bile, başka bir mahkeme ‘yürütmeyi durdurmanın yürütmesini’ durdurabiliyor…
Daha da olmadı, bakanlık devreye girip inşaatı devam ettiriyor!
Sakın, “Olur mu böyle şey” demeyin…
Burası Türkiye!
Oluyor, hem de bal gibi oluyor ve bunu ruhumuz bile duymuyor!
Ataköy sahilindeki yapılaşma sürecinde bunu gördük.
Mahkeme projeyi durdurdu!
Bakırköy Belediyesi inşaatı mühürledi, sonra ruhsatlarını da iptal etti!
Hatta Danıştay, toprak satım ihalesini de iptal etti!
Ama tüm bunlar yaşanırken inşaatlar da bir şekilde devam etti.
Ataköy’de son durum ne diye sorarsınız, bütün daireler satıldı. İçinde oturum başladı bile…
Hepimize geçmiş olsun!
Eski kararlarını ‘yok sayan’ Danıştay!
Danıştay 6. Daire’nin hem kendi kararını hem de idare mahkemesinin kararını ‘yok sayması’ hukuk tarihinde nadir’ bir durum, diyorum ya…
Bir örneği daha varmış…
Biliyorsunuz 2013’teki Gezi olayları, Gezi Parkı’na yapılacak olan Topçu Kışlası’na tepki olarak başlamıştı.
Daha sonra Gezi Parkı ve Taksim Yayalaştırma Projesi, İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nce iptal edilmiş, bu kararı da Danıştay 6. Dairesi de 29 Nisan 2014’te onamıştı.
Meğer yine aynı daire, bu kararından bir yıl sonra, yani 31 Mart 2015 tarihinde Gezi Parkı ile ilgili hem kendi kararını hem de idare mahkemesinin kararını yok saymış.
Tıpkı Bakırköy 46 projesinde olduğu gibi…
Nasıl olmuş?
Hatırlarsanız 2014’teki HSYK seçiminden hemen sonra Danıştay’a 33 yeni üye seçilmişti.
Biraz araştırınca bu üyelerin dördünün 22 Aralık 2014 tarihinde imar kanunları konusunda son merci olan Danıştay 6. Daire’ye atandığını öğrendim.
Sanırım Danıştay 6. Daire’nin yeni üyeleri, eski üyelerinin verdiği kararları önce gözden geçirip sonra yok sayıyor!
Ne diyebiliriz ki…
Saygı duyuyoruz!
Meydan
POST A COMMENT.